🌀 Anne Ve Babamıza Karşı Sorumluluklarımız Nelerdir

İçindebulunduğumuz bir etkinlik kulübüne karşı sorumluluğumuz olduğu gibi bu kulüpte bulunan diğer arkadaşlarımıza karşı da sorumluluklarımız vardır Yalnızca bizim değil, diğer arkadaşlarımızın, öğretmenlerimizin, okul çalışanlarının ve aile bireylerimizin de yerine getirrr, ^si gereke ı sorumlulukları vai dır. Evlatolarak anne, baba ve diğer kardeşlerimize karşı çeşitli sorumluluklarımız olur. Bunları yerine getiren biz olmalıyız. Kan bağının yanı sıra uzun yıllar boyunca beraber olmamız bize yol gösterir. Anne ve babaya karşı daima saygılı olup iyilikte bulunmalıyız. Geçim sıkıntısı yaşıyorlarsa onlara maddi olarak destek sağlamalıyız. Kazanımtemelli yada etkileşimli Sosyal Bilgiler Sorumluluklarımı Üstleniyorum çalışma testi 3 veya 4 seçenekli 10 yada 12 sorudan oluşabilmektedir. Sosyal Bilgiler Sorumluluklarımı Üstleniyorum testi soruları kısa veya uzun olabilir. Sosyal Bilgiler Sorumluluklarımı Üstleniyorum testinde sorular bir yada iki cümle olabilir. Evdekisorumluluklarımız nelerdir? • Aile bireylerimize karşı saygılı ve anlayışlı oluruz. Bizler ev işlerinde anne babamıza yardım etmeliyiz. Aile içinde herkesin belli bir sorumluluğu vardır. Herkes sorumluluğunu yerine getirmelidir. Ailede herkes birbirine yardım etmelidir. c Sizin ve çocuğunuzun sorumluluklarını listeleyiniz ve herkesin görebileceği yere asınız. d) Her hafta sonu “sorumluluklarımız” konulu toplantıyı yineleyiniz, toplantıda yerine getirilmeyen ve getirilen sorumlulukları nedenleri ile birlikte ele alınız (her birey için ayrı ayrı) . sosyoekonomik durum, tek ebeveynlilik, ebeveyn olmaması, okula ve öğretmenlere karşı tutumu, travmatik yaşantı), - Aile içi ilişkileri, - Okula karşı tutumu, - Genel fiziksel gelişimi hakkında bilgi sahibi olunabilir. KİMLER KULLANIR? Okul ve kurumlarda görev yapan rehberlik öğretmenleri tarafından kullanılır. Bizleröncelikle bizleri yaratan Allah'a sonrasında ise anne-babamıza, çevremizde ki insanlara ve vatanımıza karşı sorumluluklarımız vardır. İnsanın Allah’a karşı sorumlulukları nelerdir? Öncelikle insan Allah’ın varlığını ve birliğini kabul ederek onun varlığına ve 1CMT1. Evladın anne ve babaya karşı sorumlulukları nelerdir? Deli Sevdam Evladın anne ve babaya karşı sorumlulukları nelerdir? evladın anne babaya karşı görevleri Evladın ebeveyne -anne ve babaya- karşı sorumlulukları nelerdir? “Rabbin sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa kendilerine of’ bile deme, onları azarlama, ikisine de güzel söz söyle.” İsra 23 Bir hadisi şerifte Hz. Resulullah sav buyuruyorlar ki; “Allah’ın rızası ana ve babanın rızasındadır. Küsmesi onların küsmesindedir.” Bu konuda birçok ayet ve hadis vardır. Hatta Hz. Peygamber ana-babaya itaatsizliği yedi büyük günahtan saymıştır; ama bu itaat Allah’ın emrettiği ölçülere göre olacaktır. Çünkü Allah cc başka bir ayeti kerimede şöyle ferman eder “Biz insana ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Eğer onlar senin hakkında bilgin olmayan bir şeyi, küfrü-şirki teklif etseler onlara itaat etme…” Ankebut Cool Tirmizi’nin rivayet ettiğine göre bu ayet Sad bin ebi Vakkas hakkında nazil olmuştur. Hz. Sad ra şöyle diyor “Ben anama itaat eden biriydim. İslam ile müşerref olduğum zaman annem yemeyi-içmeyi bıraktı. Bana dedi ki; ya şirke dönersin ya da ben yemeden, içmeden ölünceye kadar böyle devam edeceğim ki, millet sana anasının katili’ desin.’ Ben de ona Ey anne senin yüz ruhun olsa ve her günde bir tanesini versen ben yine de dinimi terk etmem. İster ye ister yeme’ dedim. Annem ona uymayacağımı anlayınca bir-iki gün aç kaldıktan sonra yemeye başladı.” Ayrıca bir sahih hadiste Hz. Peygamber sav “Allah’a itaatsizlikle hiç kimseye itaat edilmez. Ana ve babaya itaat etmek Allah’ın emri iledir” diye buyurmuşlardır. Ck-mb; Göğüs ağrısı şikayeti olan kişilerde miyokard infarktüsü olup olmadığını belirlemek için bakılan izoenzim türlerinden biridir. Ck; İngilizce “Creatine Kinase” kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. Türkçede Kreatinin Kinaz anlamına gelmektedir. Ck özellikle iskelet kası, kalp kası ve beyinde bulunan bir enzimdir. Üç izoenzimi vardır. Bunlardan biriside Ck-mbdir. Ck-mb izoenzimi nerede bulunur? Ck-mb izoenzimi kalp ve iskelet kasında bulunur. Ck-mb hangi konuda doktorlara yardımcı olur? Total Ck yüksekliği kalp veya diğer kasların hasarını gösterdiğinden Ck-mb bu iki hasarlı bölgenin ayırt edilmesine yardımcı olur. Ck-mb testi hangi durumlar için istenir? 1. Ağrının kalp krizine bağlı olup olmadığını belirlemek için total Ck ile birlikte genellikle Ck-mb testi istenir. 2. Hasarın kalp veya başka kasları ilgilendirip ilgilendirmediğini belirlemek için Ck düzeyleri yüksek kişilerde Ck-mb testi istenebilir. Ck-mb yüksekliği 1. Akut miyokard enfarktüsünde Ck-mb değerinde yükseklik görülür. 2. Kalp hücreleri herhangi bir nedenden dolayı hasarlandığında Ck-mb değerinde yükseklik görülür. 3. Kas hücreleri herhangi bir nedenden dolayı hasarlandığında Ck-mb değerinde yükseklik görülür. Ck-mb değerleri Total Cknın, Ck-mbye oranı % fazlaysa kalbin hasarlanma olasılığı yüksektir. Yüksek Ck ile birlikte bu değerin altındaki bir rölatif indeks ise iskelet kaslarının hasarlanmış olduğunu düşündürür. Hangi durumlar Ck-mb değerini yükseltir? 1. Miyokard infarktüsü, 2. Zorlu egzersizler, 3. Solurken zorluk çeken kişiler göğüs kaslarını kullanmak zorunda kalırlarsa Ck-mb değeri yükselebilmektedir. 4. Böbrekleri yetmezliği olan kimselerdede Ck-mb değeri yükselebilmektedir. 5. Nadiren kronik kas hastalığı ve alkolün aşırı tüketimi de Ck-mb değeri yükselebilmektedir. Rahimlerdekine merhamet eden, anayı evladına şefkatli kılan Allah’a hamd olsun. "Cennet anaların ayakları altında" diyen Resûlullah'a salât, onun ashabına ve yol arkadaşlarına selam olsun. Değerli kardeşim! Konumuza başlarken seninle bir iş anlaşması yapmak istiyorum, sen işci ol, ben de iş veren olayım. Şu anlık böyle olsun. Teklifim şu Bu işyerinde 24 saat çalışman gerekiyor. Tatil kesinlikle yoktur. Hatta bayram gibi özel tatil günlerinde daha çok çalışman gerekiyor. Yapacağın işin ise belli bir alanı yoktur. Çok kapsamlı çalışman gerekiyor. İnsanların dağıttığı ortamı düzenleyeceksin. Sen düzelttikten sonra insanlar bozsa da tekrardan kızmadan hatta tebessüm ederek düzelteceksin. İnsanlar herhangi bir saatte yemek, su gibi şeyler istediğinde, gece de olsa uykunu bölerek kızmadan yerine getireceksin. Hayatını, giyim kuşamda dahil işyerindeki insanlara göre ayarlayacaksın. Hasta olsan da acil işin çıksada izin yoktur. Çalışmak zorundasın. En önemlisi ise bu kadar işin ücretidir. Böyle bir işin maaşı olarak belkide 40-50 bin ₺ gibi yüksek bir meblağ hayal ediyorsundur. Ancak bu işin bir ücreti olmayacak. Şu an “Böyle bir işte kim çalışır ki” diyorsundur. Fakat bu işi yapan milyar insan var. Ve hiç kimsede maaş almıyor. Maaşsız çalışan, bu kadar ağır fedakârlık yapan kişilerin kim olduğunu merak ediyorsundur. Belki de cevabı yazımızın başlığından tahmin ediyorsundur. El cevab Bu işi bedava yapan, hiç karşılık almadan, bıkmadan gönüllü olarak yapan, annelerimiz ve babalarımızdır. Değerli kardeşim! Yukarıda da belirttiğimiz gibi özellikle analar bizler için karşılıksız büyük fedakârlıklar yapmaktadırlar. Peki sen bu fedakârlığa karşı annen ve baban için neler yapmaktasın? Onlara karşı olan teşekkür borcunu nasıl ifa ediyorsun? Annen ve babanın yaptığı bu fedakârlıkların ve sana gösterdikleri sağnak sağnak merhametlerinin ne kadar farkındasın? İşte bunlar üzerinde tefekkür etmelisin. Anne ve babaların kıymetini ve haklarını idrak etmek, iki durumla mümkündür; birincisi, onların yaşadıklarını yaşamakla yani anne ve baba olmakla mümkündür. İkincisi ise Rabbimizin bu konudaki öğütlerini bilmek ve fehmetmekle mümkündür. Anne ve babanın İslam'ın yanındaki ehemmiyetini şu maddeler üzerinden anlamaya çalışalım • Tevhidden sonra en önemli hak, anne ve baba hakkıdır. Allah ve Resûlü'nden sonra ikinci itaat etmemiz gerekenler hatta itaatin farz olduğu kişiler anne ve babalardır. Rabbimiz şöyle buyurur “Rabbin, kendisinden başkasına ibadet etmemeniz ve anne babaya iyilik etmenizin gerekliliğine hükmetti.” [1] Hakeza Allah, Kur'an'da Lokman’ın as oğluna yaptığı nasihati anlatırken şunları söyler “İnsana, anne babasına karşı iyilikle muamelede bulunmasını tavsiye ettik. Annesi onu zorluklar içerisinde taşır ve sütten kesilmesi de iki yıl içindedir. Bana ve ebeveynine şükret. Dönüş banadır.” [2] Bu ayette anne babaya iyi davranmamız gerektiğini gördüğümüz gibi şunu da görmekteyiz ki, annenin hakkı babanın hakkından daha fazladır. Sebebi de şudur Çünkü çocuğu dokuz ay karnında taşıyan ve taşıma süresinde tüm yorgunluk ve eziyetlere katlanan annedir. Doğduktan sonra emziren ve büyümesine yardımcı olan, yaşamını kolaylaştıran ve bu süredeki meşakkatlere gönüllü katlanan yine annedir. Bu sebeple annenin hakkı babanın hakkından daha fazladır. Peygamberimize sahabe sordu “ 'İyi muamele edilmeye layık olan kimdir?' diye. Resûlullah şöyle cevep verdi 'Annendir.' Bu cevaptan sonra 'Sonra kimdir?' diye tekrardan sordu. Peygamberimiz 'Annendir.' dedi. Adam tekrardan 'Sonra kimdir?' dedi. Peygamberimiz 'Annendir.' dedi. Sonra adam tekrardan 'Sonra kimdir iyiliğe layık olan?' diye sordu. Peygamberimiz bu sefer 'Babandır.' dedi." • Allah cc anne babaya "Öf" demeyi yasaklamış, onlara merhamet kanatlarını gererek iyilikte bulunmayı emretmiştir. Ayetlerde zikredilen iyilik geneldir. İyilik babına giren her türlü güzellik ve hoşgörü ile anne babamıza muamele etmeliyiz. “Rabbin, kendisinden başkasına ibadet etmemeniz ve anne babaya iyilik etmenizin gerekliliğine hükmetti. Onlardan biri ya da her ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara 'öf' bile deme! Onları azarlama ve onlara değerli bir söz söyle.” [3] Bu ayette dikkat edilmesi gereken nokta şudur Ana babanın evladın yanına sığınıp onların bakımına muhtaç oldukları yaşlılık döneminde, ihtiyarlık sebebiyle evlatların her şeyine müdahale etmesi halinde bile “öf denmemesi” emrediliyor. Bugün yaygın olan sapma ise evlatlar henüz ana babaya muhtaç oldukları ve geçimleri baba tarafından sağlandığı dönemde ana babalarına bırakın “öf dahi dememeyi”, en büyük saygısızlığı, hakareti, azarlamayı ve isyanı kolayca yapıyor olmalarıdır. • Cennete girmenin ve onun içindeki nimetlere ulaşmanın yollarından biri de anne babaya iyi davranmak ve onların bakımını yapmaktır. Peygamberimiz şöyle buyurur “Cennet anaların ayakları altındadır.” [4] “Kişiyi cennete ulaştıracak en iyi amel anne babaya iyilikte bulunmaktır.” [5] Başka bir hadis de Allah Resûlü sav üç kere “Burnu yere sürtsün” der. Sahabe neden böyle bir beddua ettiğini Resûlullah'a sorarlar, Peygamberimiz şöyle buyurur “İhtiyarladığı halde anne ve babasına yetişip de onların rızasını kazanarak cennete giremeyenin burnu yere sürtsün.” [6] • Anne ve babaya bakmak cihaddır. Cihat eden kişinin ecri Allah katında ne kadar çok ise anne ve babasına bakan kişinin ecride ona eşittir. Hatta kişi Allah yolunda cihad etmeyi anne ve babası izin vermesi durumunda yapabilir. İzin vermezlerse kişi Allah yolunda cihat edemez. Allah yolunda savaşmak için gelen sahabe Resûlullah’a şöyle söyledi “ 'Allah’tan umarak hicret ve cihat etmek üzere sana biat etmek istiyorum.' Allah Resûlü sordu Annen ve babandan hayatta olan kimse var mı?’, sahabe 'Her ikisi de sağdır.' dedi. Bunun üzerine Resûlullah 'Allah’tan ecir kazanmak istiyor musun?' diye sordu. Sahabe 'Evet.' dedi. Peygamberimiz 'Anne ve babana dön, onlara iyi bak.' dedi." [7] Başka bir hadis de Resûlullah cihat için gelen kimseye “Annen ve baban sana izin verirlerse cihad et. Aksi halde onlara itaat et ve ihsanda bulun.” [8] buyurmuştur. Değerli kardeşim! Buraya kadar yazdıklarımızın üzerinde tefekkür edersek Kur'an-ı Kerim Allah’ın haklarından sonra anne ve baba hakkına çok önem göstermiştir ve kişinin cennete girmesini anne babasının rızasına bağlamıştır. Müslüman olarak anne baba hakkını anne baban müşrik hatta İslama savaş açanda olsa yerine getirmeli ve bu sorumluluğuna titizlilikle dikkat etmen gerekir. Anne Babaya Her Alanda İtaat Yoktur Son olarak şunu da belirtmek istiyoruz; anne ve babaya olan itaatimiz, saygımız, sevgimiz kısacası onlara karşı olan sorumluluklarımız mutlak değildir. Bilakis bu sorumluluğun sınırları vardır ve bu vahiy tarafından belirlenmiştir. Bu sınırı aşmak doğru değildir. Annemiz veya babamız bizlere şirki, haramı, isyanı emrettiklerinde onlara itaat edemeyiz. Anne-babaya itaat farzdır deyip kesinlikle şirke ve harama bulaşamayız. Bu geçerli bir mazeret değildir. Unutmamak gerekir ki asıl razı edeceğimiz ve kendisine kulluk edeceğimiz kişi Allah’tır. Ve sonuç olarak dönüşümüz yine Allah’adır. Anne babaya iyi davranmayı ve itaat etmeyi emreden Rabbimiz Lokman suresinde bunun sınırlarını şöyle anlatır “Bilgin olmayan şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa onlara itaat etme. Ama dünyada onlarla iyilikle geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy! Sonra dönüşünüz banadır ve yaptıklarınızı size haber vereceğim.” [9] Kıymetli kardeşim! Rabbim bizleri anne ve babamıza iyi davranmaya ve onlar sebebi ile cennete girmeye muvaffak kılsın. Rabbim bizleri hem kendisine hem anne babamıza teşekkür eden kullarından eylesin. Allahumme amin. Davamızın sonu âlemlerin Rabbine hamd etmektir. Bir sonraki yazımıızda görüşme ümidi ile… [1] . 17/İsra, 23 [2] . 31/Lokman, 14 [3] . 17/İsra, 23 [4] . Nesai [5] . Tirmizi [6] . Müslim [7] . Buhari [8] . Ebu Davud [9] . 31/Lokman, 15 Dünyaya gelmemize vesile olan anne-babalarımız, bizler için hayat ve huzur kaynağıdır. Bir hiçken Rabbimizin lütfuyla, anne-babamızın, sevgi, şefkat ve merhamet dolu kucağında hayata başlarız. Anne-babanın çoçuğuna karşı beslediği sevgi, çok üstün bir sevgidir. Söz ile anlatılmayacak bir zevkle, kol kanat gererler-sahip çıkarlar. Her zaman, ilk önce çoçuğu düşünürler. Öyle ki onlar, yemez yedirirler; giymez giydirirler; ağlatmaz ağlarlar. Doğruyu, yanlışı, şefkati, merhameti, sevgiyi, fedakarlığı ve daha nice insanî erdemleri öncelikle onlardan öğreniriz. Bu sebepten dolayıdır ki; anne-babalarımız ilk dininde de anne-baba hakkı çok büyük bir öneme sahiptir. Yüce Rabbimiz bir ayet-i kerimede şöyle buyuruyor. "Biz insana, ana babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Anası onu zayıflık üstüne zayıflık çekerek karnında taşımıştır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. Bana ve ana babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş Allah adır." Lokman-14Fizilal-il Kuran Şüphesiz her müslümanın hedefi, Allah-ü Teala nın rızasını kazanmak ve ahirette sunacağı nimetlere ulaşmayı hedefler. Bu hedefe ulaşılmasında, salih amellerin ayrı bir yeri vardır. Anne-babaya karşı yumuşak davranıp, onların hayır ve duasını almak bu hedefe ulaşmada, müslümana yardımcı olacak en büyük etkenlerden biridir. Sevgili Peygamberimiz bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur. “Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir Mazlumun duası, misafirin duası ve anne- babanın evladına duası.” İbn Mace, Dua, 11 Bir mümin anne-babasına kesinlikle kötülük ve eziyet etmemelidir. Devamlı onlarla güzel bir dil ile, sesini yükseltmeden konuşmalıdır. Onlara iyilikte bulunmalı, saygılı davranmalı ve her ne olursa olsun onları üzmemelidir. Unutmamalıdır ki kendisi güçsüz iken, anne-babası onu hiç kimseye muhtaç etmeden bütün zorluk ve meşakketleri aşmışlardır. Çoçuğun mutluluğu için nice fedakarlıklara katlanmışlardır. Zamanımızın çoçuklarını göz önüne aldığımız vakit, anne-baba ve büyüklere karşı saygının çok fazla olmadığını görürüz. Küçük olan büyüğe saygı göstermesi gereken yerde, çoğu zaman büyüklük kompleksine girebiliyor. Bu tür olaylarda kötü sonuçların ortaya çıkmasına sebep oluyor. Aslında işin temeline bakmak İslamdan uzaklaştıkça, maneviyata verilen değerler azaldıkça, bu tür olayların çıkmasına şaşırmamak lazım. İşin bu noktasında da olgun, hak ve hukuku bilen insanlara sorumluluklar düşüyor. Yüce Rabbimizin emri olan, Emr-i bi l ma ruf nehy-il anil münker İyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak i yaygınlaştırma ve hayatta tatbik etme işi, mümin insanların üzerine bir yükümlülük oluyor. Erdemli faziletli anne-babalar, çoçuklar için büyük bir rahmet ve berekettir. Bir anne-baba herzaman çoçuğunun iyiliğini ister. Ona zarar gelecek bütün tehlikelere karşı, gözünü kırpmadan kendini öne atar. Çoçuğu ister küçük olsun, ister evlenmiş ve çoçuk sahibi olmuş olsun, ona karşı aynı duyguları besler. İşte bu tür sebepler göz önüne alındığı zaman anne-babanın hakkını ödemenin, çokta zor olduğu kanaatine varıyoruz. Zaten Peygamberimizin hadis-i şeriflerinden de anlıyoruz ki; anne-babanın haklarını ödeyemeyiz. Yapmamız gereken ise, onları mutlu edecek davranışlarda bulunmaktır. Büreyt den rivayet edilen bir hadîs-i şerifte; adamın biri Kâ be yi tavaf ederken annesini omuzunda taşıyarak tavaf ettirmiş. Resulullah ın sav yanına gelerek "Hakkını ödedim mi?" diye sormuş. Resulullah sav buyurmuşlar ki "Hayır, sana hamile iken alıp verdiği bir nefesin hakkı bile değil." Yüce Rabbimiz tarafından biz insanlara yol haritası olarak gönderilen Kur an-ı Kerim de, özellikle anne-babanın yaşlılık günlerine işaret edilmektedir. Yaşlanan anne-babaya bir "öf" bile denilmemeli, her istediklerini yapmaya çalışılmalıdır. İşte imtihanın zor olan tarafıda belkide budur. Çünkü anne-baba kendi ayakları üstünde kalabiliyorken her şey güllük gülistanlık; yaşlandıklarında ise onları kendi hallerine bırakmak olmamalıdır. Hem onların bu hallerine bir gün bizim de düşebileceğimizi, aklımızdan çıkarmamalıyız. Her ne olursa olsun ölümüde aklımızdan çıkarmamalıyız. Çünkü kim nekadar, yaşayacak? Kim ne zaman ölecek? sorularına cevap bulma imkanımız olmadığı için yarın; keşke bunu yapmasaydım veya keşke onlara çok daha iyi davransaydım dememek için, elimizden gelenin daha fazlasını anne-babalarımız için yapmalıyız. Ebu Davud’un rivayet ettiği bir hadis-i şerifte şöyle denilmektedir. Resulullah sav’ın yanında oturuyorduk. Beni Seleme’den bir adam geldi ve dedi ki “Ya Resulullah! Annem babam öldükten sonra, onlar için yapmam gereken bir vazife kalır mı?” Resulullah sav buyurdular ki “Evet, onlara dua etmen, onlar için istiğfar etmen. Verdikleri sözlerini yerine getirmen. Onlarla bağlı olduğun akrabaya sılayı rahim yapman ve arkadaşlarına ikramda bulunman…” Sözün özü olarak; Anne ve babaya her türlü ikram ve ihsanda bulunmak, onların ihtiyacı olduğu takdirde bütün maddi ihtiyaçlarını gidermek, onlara öf bile dememek, onlara karşı daima tatlı dilli olmak, en güzel tavır ve davranışlarla karşılık verip en ufak bir şekilde onları üzmemek, bıkkınlığı ifade edebilecek bir tavır takınmamak gerekir. Gönüllerini kıracak en küçük bir sözden bile kaçınmak, her hususta rızalarını kazanmağa çalışmak, onları kendisinden memnun etmek, yaşlandıklarında onların her türlü hizmetine koşmak, hastalık anlarında tedavî ve bakımlarını yaptırmak çocukların görevidir. Hasta veya yatalak hallerinde onların hizmetlerinde bulunmak, Cennet in kapılarını aralayan bir davranıştır. Rabbim bizleri, anne ve babalarına karşı bütün sorumluluklarını yerine getiren insanlardan kılsın...Amin Selam ve dua ile... Muhammet Şerif Anne Ve Babamıza Neden Saygılı Olmamız Gerekir?Anne Ve Babamıza Neden Saygılı Olmamız Gerekir? Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitabı ödev sorusunun cevabını Ve Babamıza Neden Saygılı Olmamız Gerekir? sorusunun cevabını kısaca maddeler halinde ve babamız bizim dünyaya gelme büyütürken bir çok fedakarlıklarda bize bakmışlardır. En yakınımızdaki ve Peygamberimiz de anne ve babamıza saygılı olmamızı yüzden anne ve babamıza saygılı olmamız NOTURabb’imiz anne ve babamıza saygısızlık etmeyi yasaklamaktadır. Bir ayette şöyle buyurmaktadır“Rabb’in, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa sakın onlara Öf!’ bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle.” İsrâ suresi, 23. ayet. 1 Bir hadiste, “Anne ve babasına asi olan kimse cennete giremez.” buyurarak Müslümanları bir hadisinde de “Allah’ın rızası, anne-babanın rızasındadır. Allah’ın gazabı da anne babanın gazabındadır.” buyurmuştur.

anne ve babamıza karşı sorumluluklarımız nelerdir